gerektiğinde bilgi veya para sağlamak
Fiil
birşeyle imdada yetişmek
Fiil
birşey edinerek ayrılmak
Fiil
kafasında birşeyle çıkmak
Fiil
birşey alarak çıkmak
Fiil
birşey edinerek çıkmak
Fiil
birine ters cevap vermek
Fiil
(a) (hastalığa) yakalanmak/tutulmak, müptelâ olmak.
I think I'm coming down with a cold: Galiba
nezle oluyorum/nezleye yakalanıyorum.
bir hastalığa yakalanmak
Fiil
bütün gece eğlenip şafak vakti eve dönmek.
He came home with the milk.
biriyle ilişki kurmak
Fiil
bir firmaya katılmak
Fiil
biriyle fikren çatışmak
Fiil
biriyle temasa geçmek
Fiil
parlak başarı elde etmek
Fiil
doğru olmadığını bildiği şeyleri söylemek
Fiil
planlarını açıklamak
Fiil
planlarını açıklamak
Fiil
bir işten alnı açık çıkmak
Fiil
(a) söylemek, ağzından kaçırmak, birdenbire söze karışmak, pat diye söyleyivermek, itiraf etmek.
Bill came out with a foolish remark which annoyed his old uncle. (b) yayınlamak, piyasaya çıkarmak, halkın yararlanmasına sunmak.
We're going to come out with a great dictionary next year.
birşeyi pat diye söylemek
Fiil
birşeyi söyleyivermek
Fiil
birşeyi pattadanak söylemek
Fiil
ihtiyaç duyulan birşeyi sağlamak
Fiil
bir konuya hazır fikirlerle yanaşmak
Fiil
alacaklılarıyla anlaşmaya varmak
Fiil
biriyle bir anlaşmaya varmak
Fiil
biriyle anlaşmaya varmak
Fiil
(a) ciddiyetle ele almak, işe ciddiyetle sarılmak, (b) (güreşte) rakibini sımsıkı yakalamak.
(a) rastlamak, karşılaşmak, (b) kavgaya/mücadeleye tutuşmak.
come to grips with the enemy: düşmanla
kapışmak.
The two enemies came to grips.
güç bir duruma hâkim olmak
Fiil
alacaklılarıyla anlaşmaya varmak
Fiil
alacaklılarıyla uzlaşmak
Fiil
alacaklılarıyla anlaşmak
Fiil
(a) (birine) yetişmek, yaklaşmak.
I came up with them as they were turning the corner: Köşeyi
dönerken onlara yetiştim. (b) temin/tedarik etmek, sağlamak, (c) (plan, cevap, bir soruna çözüm vb.) bulmak, takdim/teklif etmek, öne sürmek, ortaya atmak.
We weren't able to come up with any new suggestion. He came up with a better idea.
bir teori ortaya atmak
Fiil
bir şeye cevap bulmak
Fiil
delil ortaya çıkarmak
Fiil
ciddî bir şekilde ele almak, ciddî olarak uğraşmak/halle çalışmak/üzerine eğilmek.
The speaker talked a lot, but never really got to grips with the subject.
(fiyatlar) birden düşmek
Fiil
her çeşit insanla temasa geçme fırsatı olmak
Fiil
her çeşit insanla temasa geçme fırsatı olmak
Fiil
gıda ile temas eden madde ve malzemeler
İsim, Gıda ve Mutfak